Tableti ve Telefonu Çocuğumun Elinden Alamıyorum

Tableti ve Telefonu Çocuğumun Elinden Alamıyorum

Januar 27, 2020 Frauen auf der Flucht 0

Çocuğumun elinden tableti ve telefonu alamıyorum.” sanırım bu, anne ve babalardan son zamanlarda en çok duyduğumuz şikâyetlerden biri. Kontrollü kullanıldığında hayatımıza bir çok artısı olan bu teknolojik aletler maalesef çocuklarımız tarafından sadece vakit geçirmek için kullanılan bir numaralı oyuncak halini almış durumdalar.

Özellikle son yıllarda yaşadığımız süreç ile beraber; hayat düzeninin bozulması, anne-baba ayrılıkları, zorunlu göçe maruz kalma gibi irili ufaklı yaşanan travmatik olaylar bu problemin daha da artmasına neden olmuştur. Özellikle çocuğa; tablet, bilgisayar ve cep telefonu gibi renkli, devamlı görüntüsü değişen, fazlasıyla hareketli oyunlara sahip olan teknolojik aletler çok çekici gelmektedir. Bu aletler diğer oyuncakları bir kenara bırakıp zamanı sadece onlarla geçirme isteği doğurmaktadır.

Bu cihazlar anne ve babalar için de; çocuğu avutmak, sakinleştirmek için kullanılan pratik ve kullanışlı bir yol olmuştur. Özellikle kamplarda kalan ailelerin vakit geçirebilecekleri ortamların olmaması, küçük bir oda içerisinde devamlı beraber olmaları, hava şartlarının her zaman dışarda vakit geçirmeye imkan vermemesi, okula gidemiyor olmaları gibi etkenler bu problemin daha da büyümesine neden olmaktadır. Anne babaların yaşadıkları sürecin etkisinden tam kurtulamamış olmaları sabır ve tahammüllerinin azalmasına neden olmakta bu durumda anne ve babalar çocukları susturmak veya meşgul etmek için en kolay yol olarak telefon ve tableti tercih etmektedirler. Bunun yanında anne ve babaların çocuklarıyla birlikte nasıl verimli vakit geçireceklerini bilmiyor olmaları da başka bir sebep olarak sayılabilir.

Telefon ve tablet gibi dijital aletlerin kullanımı yakın vadede; çocuğu kontrol altına alma, avutma veya sakinleştirmede etkili bir yol olsa da, orta ve uzun vadede çocuklarda geri dönülmez bir takım problemlere neden olmaktadır. Zihinsel gerilik, kavrayamama, dikkat eksikliği, hiperaktivite, duygusal dengesizlik, öfke gibi zihinsel ve bilişsel problemlerin yanı sıra; kendi başına oyuncaklarla oynayamama, sosyal ilişkilerde zayıflık, kendini ifade edememe, sürekli mutsuzluk sendromu gibi sosyal ve kişisel bir çok probleme de neden olmaktadır. Bunun yanında gözlerde yanma, boyun kaslarında ağrı ve sertleşme, beden duruşunda bozukluk, elde uyuşukluk, halsizlik gibi fiziksel bir takım problemlere de neden olabilmektedir. Dijital bağımlılık olarak ifade ettiğimiz ve bugün literatüre bir hastalık olarak geçen bu durum ne yazık ki çocuklarımızın, hatta yetişkinlerin hayatları için çok büyük bir tehdit oluşturmaktadır. Peki çocuğumun dijital bağımlısı olup olmadığını nasıl anlarım? Eğer çocuğunuz;

  • Tablet/telefon/bilgisayar zamanı bitince mutsuz, sinirli, kavgacı tepkiler veriyorsa
  • Ne kadar oyun oynarsa oynasın oyun oynamak yeterli gelmiyor, hep daha fazlasını istiyorsa
  • Başka oyunlara ve etkinliklere ilgi göstermiyorsa
  • Gizli gizli bir yerlerden telefon ya da tablet kaçırma eğilimi varsa
  • Her firsatta bir yolunu bulup telefon veya tableti alıyorsa
  • Kendisini üzen olayların hemen ardından tableti almak istiyorsa
  • Genel olarak tabletle oynamak adına dışarı çıkmak, arkadaşlarıyla birşeyler yapmak gibi başka fırsatları reddetme eğilimindeyse
  • Aklı hep tablet telefonda ve başka bir konuda konuşmak dahi istemiyorsa

Eğer bu soruların yarısına evet diyorsanız kesinlikle önlem alma zamanı gelmiş demektir. Günümüz şartlarında teknolojiden uzak kalmak mümkün değil. Bu durum ne yazık ki bu asrın bir gercegi. O zaman asrın gerçekleri ile mücadele edemeyeceğimize göre asrın bize sunduğu imkânları üstadımızın yaklaşımı ile menfiden müspete çevirmemiz gerekmektedir. Çözüm adına çoçuklarımız için şu basit fizik kuralını unutmamalıyız: Çocuğun eline bir şey vermeden, elindekini alamayız, yani çocuğa alternatif bir takim meşgaleler sunmadan tablet ve telefonu almamız mümkün değildir. Peki çözüm adına neler yapılmalıdır?

  1. Çözüm adına en önemli şey anne babaların bu konuda örnek davranış sergilemesidir. Yetişkinler olarak teknolojik aletlerle harcadığınız zamanı sınırlayın, aile içi iletişime önem verin, çocukların anne ve babaların birer yansıması olduğunu unutmayın.
  2. Tableti çocukların hayatından tamamen çıkarmak yerine kullanımını sınırlandırın. Bu konuda çocuk ile bir anlaşma yapın. Çocukların alışkanlıklarını değiştirmek için hem zamana hem de ciddi bir sabra ihtiyacınız olduğunu unutmayın. Pes etmeden, kararlı bir şekilde ve tedrici olarak süreyi azaltın ve ödüllendirin.
  3. Kullanım sürelerini çocuklarınızın yaşına göre sınırlandırın. Özellikle ilk 3 yaş grubunu olabildiğince ekrandan, tablet ve telefondan uzak tutun, 3-6 yaş günlük toplam süre 20-30 dakika, 6-9 yaş günlük toplam süre 40-50 dakika, 12+ yaş günlük toplam süre 120 dakikayı geçmeyecek şekilde ayarlayın.
  4. Aile istişaresi yapın. Çocuklarla beraber mutlaka günlük yapılacaklar listesi çıkarın ve bu yapılacakları gün içinde yine çocuklarımızın belirledigi zaman dilimlerinde gerçekleştirilmelerine yardım edin. Mesela günlük kitap okuma, ders çalişma, resim yapma, oyuncak saati, arkadasları ile oynama, tv ve tablet saatleri gibi aktiviteleri yazın ve bunları gün icinde çocuğunuz ile belirlediğiniz saatlerde yapmaya çalışın.
  5. Satranc, uno, mikado, janga, kizma birader, memori vb. çocuğu bilişsel olarak geliştirecek oyunlar oynayın. Bu tip aktiviteleri ailece yapın. Böylelikle aile içi sıcak iletişimin ve etkileşimin olacağı güzel bir etkinlik olacaktır.
  6. Çocuklarınızı arkadaşları ile doğal yollardan görüşmeleri için yönlendirin, akran grupları içerisinde sosyalleşmesini sağlayın, onları bir araya getirecek aktiviteler planlayın. Cocuklar bir aradayken nitelikli aktiviteler yapmalarını sağlayın. Beraberken tablet ve telefon ile oynamalarına engel olun.
  7. Çocuğunuzun sanal dünyadan ayrılıp sosyalleşmesini sağlayın. Müzik, spor, dans, resim gibi kurslara katılması için teşvik edin. Uygun bir düzenin olmadiği kamp ortamlarında kalıyorsanız doğa yürüyüşü, masa tenisi, basketbol, futbol ve bisiklet gibi fiziksel aktiviteleri ihmal etmeyin. Beraber yaşadığınız bu branşlarda eğitim almış arkadaşlarınızdan yardım alın. Belli günlerde spor resim  müzik gibi branşlardan arkadaşlar ile sabit programlar koyun.
  8. Yaşına uygun sorumluluklar verin. Hayatınıza ve yaşantınıza ortak edin. Yemek masası kurma, toplama veya bulaşığa yardım etme gibi ortak sorumlulukları olsun. Kendi yapması gerekli olan sorumlulukları (odasını, yatağını, oyuncak ve eşyalarını toplama, dişlerini firçalama vb.) hakkında konusun ve yapmasını sağlayın. Verdiğiniz sorumlukları yapmakta zorlanıyorsa, kendisinin yapmasına yardım edin ama kesinlikle siz yapmayın.
  9. Çocuklarınız tek başına ve kotrolsüz şeyler izlemesindense, birlikte izleyin. Çocuğun ilgisini çekebilecek, merak duygusunu tetikleyecek, bilgi birikimini arttıracak, becerilerini artıracak, yaşına uygun, nitelikli programlar izleyin. Mesela yasadığınız ülke ile ilgili belgeseller, bilimsel belgeseller, resim, müzik ve spor gibi yetenekleri geliştiren youtube kanallarını takip edin. Çocuğunuzun ufkunu geliştirecek yaşadığınız ülkeye uyum ve oryantasyonunuzu arttıracak, dil gelişimine yardım edecek bir takım programlar izleyin.
  10. İzlenen şeylerle ilgli izle-konuş-oyna metodunu deneyin. Belli ahlaksal ve evrensel değerleri kazandırmak için youtube’tan konu ile ilgili kısa filmler izleyin ve sonrasında bu filmlerle ilgili konuşun. Konu ile ilgili çocuklarınızdan video ve resim yapmalarını isteyin kompozisyon yazdırın. Böylelikle tablet ve telefon yerine becerilerini geliştirecek faliyetlere yönlendirmiş olacaksınız.
  11. Çocukların tablet ve telefonda izledikleri şeyler ve oynadıkları oyunlarla ilgili bilgi alin. Program ve oyunların içeriklerini denetleyin. Bununla ilgili içerik sınırlaması yapan programlar kullanın.

Her şeye rağmen bu durumla baş edemiyorsanız mutlaka uzman yardımı alın.

Sedat Abs Psikolojik Danisman