Ruhum Artık Şad Oldu Baba
Selamlar olsun sana baba!
Nasılsın? Zindanda mısın hâlâ
Senin gibi yiğit amcalarımla?
Durumlar nasıl orada?
Hastalık, salgın derken,
Yangın yeriydi heryer
En son bıraktığımda.
Çok çektirdiler bize baba.
Anama, bacıma, en çok da bana…
Ne tedavime imkan verdiler
Ne de sana doyabildim baba.
Ağırlaşmıştım birgün yine,
Çok ihtiyacım vardı sana.
Bağlanmıştın telefonla.
Bir ümit; „Gel“ demiştim;
„Gelemiyorum yavrum, gelemiyorum.“
„Bırakmıyorlar ne yapayım? „
Sözlerin hâlâ kulağımda.
Sahi neden gelemiyordun baba?
Niye bırakmıyorlardı anlatsana…
Ne yapmıştın onlara?
Vardın, sağdın ama
Yetim duygusunu tattırdılar bana
Ben adım adım toprağa giderken,
Onların vicdanı çoktan örtülmüştü;
Toprakla, çamurla belki de betonla…
Ne günlerdi değil mi baba?
Çok şahit olamadın ama
Annem anlatmıştır sana.
Altımda sedyeyle, kolumda serumla,
Bazen tekerlekli sandalyede
Bazen anacığımın kollarında
Bazen de annesiz kalmıştım,
Çileli tedavi yollarında.
Kâh havalimanında
Kâh hastanede odalarında
Kâh sosyal medyada…
Pinpon topu olmuştum
Vicdan(sız)ların dünyasında,
Bu kadar ağrımın arasında.
Ben yavaş yavaş güçten düşerken
Annem aslanlar gibi dik durdu baba.
Binlerce sevenimiz ve en çok da Natali dostuyla.
Çok severdim onu, „Kara Efem“ derdi bana.
Herkes çok çırpındı baba
Evlâdı oldum herkesin bir anda.
Derdim dert oldu onlara
Ama derdimiz ulaşmadı
Bazı kör, sağır, dilsiz makamlara!
Son gecemdi şu fâni dünyada…
Gözlerimi açacak dermanım olmasa da,
Bekledim gönlüm fikrim hep kapıda.
Ama gelemedin, nasip olmadı baba…
Sensiz geçirdim son gecemi,
Kör olası hastane odasında.
Yumdum sonra gözlerimi,
Yoramayacaktı beni artık dünya.
Yıkadılar naaşımı bir çırpıda.
Kirli olan bedenim mi, yoksa;
Gusle muhtaç kalpler mi acaba?
Gittik sonra kabristana,
Nihayet gördüm seni orada.
Sıralanmış tam on iki jandarmayla!
Ne işleri vardı etrafında?
Hiç anlam veremedim baba…
Ellerine baktım sonra,
Kelepçe takmışlardı onlara.
Kelepçeler değdi toprağıma…
Onlarla beraber açtın ellerini semaya.
Belki ah ettin sebep olanlara,
Belki de bir Fâtiha okudun ruhuma.
Sen sarılamadın ama
Ben çok sarıldım sana baba.
Yasak yoktu, gören yoktu orada.
Sen hiç farketmedin ama
Ruhum seninleydi baba.
Uzun uzun baktım sana
Gözyaşlarını sildim usulca.
Kokladım, öptüm seni doya doya.
Sen gidene kadar ruhum kaldı yanında,
Dünyadaki son buluşmamızda.
Selam söyle herkese baba!
Anama, bacıma, sevenlere, dostlara…
Kimse üzülmesin asla!
Sen de artık hiç üzülme baba.
Buluşuruz inşallah yine burada…
Cennet diyorlar adına,
Ne kötülük var ne zulüm ne de tasa.
Ağrılarım bitti sonunda.
Saçlarım da var artık,
Gözlerim ışıldıyor
Tüylenen kaşlarımın altında.
İnci gibi dişlerimle
Tebessüm ediyorum sana…
Dünyayı zehir ettiler ama
Ruhum artık şâd oldu baba!
Azra Azer