Ruhum Artık Şad Oldu Baba

Ruhum Artık Şad Oldu Baba

Januar 20, 2020 Blog Şiir 0

Selamlar olsun sana baba!

Nasılsın? Zindanda mısın hâlâ

Senin gibi yiğit amcalarımla?

Durumlar nasıl orada?

Hastalık, salgın derken,

Yangın yeriydi heryer 

En son bıraktığımda.

Çok çektirdiler bize baba. 

Anama, bacıma, en çok da bana…

Ne tedavime imkan verdiler

Ne de sana doyabildim baba.

Ağırlaşmıştım birgün yine, 

Çok ihtiyacım vardı sana.

Bağlanmıştın telefonla.

Bir ümit; „Gel“ demiştim;  

„Gelemiyorum yavrum, gelemiyorum.“

„Bırakmıyorlar ne yapayım? „

Sözlerin hâlâ kulağımda.

Sahi neden gelemiyordun baba?

Niye bırakmıyorlardı anlatsana…

Ne yapmıştın onlara?

Vardın, sağdın ama

Yetim duygusunu tattırdılar bana

Ben adım adım toprağa giderken,

Onların vicdanı çoktan örtülmüştü;

Toprakla, çamurla belki de betonla…

Ne günlerdi  değil mi baba?

Çok şahit  olamadın ama

Annem anlatmıştır sana.

Altımda sedyeyle, kolumda serumla,

Bazen  tekerlekli sandalyede

Bazen anacığımın kollarında 

Bazen de annesiz kalmıştım, 

Çileli tedavi yollarında. 

Kâh havalimanında

Kâh hastanede odalarında 

Kâh  sosyal medyada…

Pinpon topu olmuştum

Vicdan(sız)ların dünyasında,

Bu kadar ağrımın arasında.

Ben yavaş yavaş güçten düşerken 

Annem aslanlar gibi dik durdu baba.

Binlerce sevenimiz ve en çok da Natali dostuyla.

Çok severdim onu, „Kara Efem“ derdi bana.

Herkes çok çırpındı  baba 

Evlâdı oldum herkesin bir anda.

Derdim dert oldu onlara

Ama derdimiz  ulaşmadı 

Bazı  kör, sağır, dilsiz makamlara!

Son gecemdi şu fâni dünyada…

Gözlerimi açacak dermanım olmasa da,

Bekledim gönlüm fikrim hep kapıda.

Ama gelemedin, nasip olmadı baba…

Sensiz geçirdim son gecemi,

Kör olası  hastane odasında.

Yumdum sonra gözlerimi,

Yoramayacaktı beni artık dünya.

Yıkadılar naaşımı bir çırpıda. 

Kirli olan bedenim mi, yoksa;

Gusle muhtaç kalpler mi acaba?

Gittik sonra kabristana, 

Nihayet gördüm seni orada.

Sıralanmış tam on iki jandarmayla!

Ne işleri vardı etrafında?

Hiç anlam veremedim baba…

Ellerine baktım sonra,

Kelepçe takmışlardı onlara.

Kelepçeler değdi toprağıma…

Onlarla beraber açtın ellerini semaya.

Belki ah ettin sebep olanlara,

Belki de bir Fâtiha okudun ruhuma.

Sen sarılamadın ama

Ben çok sarıldım  sana baba.

Yasak yoktu, gören yoktu orada.

Sen hiç farketmedin ama

Ruhum seninleydi baba.

 Uzun uzun baktım sana

Gözyaşlarını sildim usulca.

Kokladım, öptüm seni doya doya. 

Sen gidene kadar ruhum kaldı yanında,

Dünyadaki son buluşmamızda. 

Selam söyle herkese baba!

Anama, bacıma, sevenlere, dostlara…

Kimse üzülmesin  asla! 

Sen de artık hiç üzülme baba.

Buluşuruz inşallah yine  burada…

Cennet diyorlar adına, 

Ne kötülük  var ne zulüm ne de tasa.

Ağrılarım bitti sonunda.

Saçlarım da var artık,

Gözlerim ışıldıyor 

Tüylenen kaşlarımın altında.

İnci gibi dişlerimle 

Tebessüm ediyorum sana…

Dünyayı zehir ettiler ama

Ruhum artık şâd oldu baba!

Azra Azer