Hukuksuz operasyonlar

Hukuksuz operasyonlar

Mai 7, 2025 Blog 0

Dün güne Türkiye’deki operasyonlarla uyandık. Türkiye’nin 47 şehrinde yapılan eş zamanlı operasyonlarla çoğunluğu üniversite öğrencisi olan 208 kişi gözaltına alındı. Gözaltı gerekçeleri arasında hukukta yeri olmayan suçlamalar var. “Erasmus programıyla yurt dışına çıkmak, aile ziyareti yapmak, hatta yurt dışında yaşayan anne babasını görmek…” bunlardan bazıları. Hayatın olağan akışı içinde yer alan bu eylemler, artık «suç» sayılıyor. Bu gençler karga tulumba gözaltına alınıp emniyete götürülüyor.

Bugünün Türkiye’sinde hukuk yerini keyfiliğe, adalet ise korkuya bırakmış durumda. İktidar, varlığını sürdürebilmek adına neredeyse her gün yeni operasyonlar yapıyor. Tıpkı eski Sovyet rejimlerinde olduğu gibi, önce insanlar fişleniyor, ardından gözaltına alınıp aylarca, hatta yıllarca cezaevinde tutuluyor. Bu süreçte ne yaş ne de cinsiyet ayrımı gözetiliyor. Yaşlı kadınlar, bebekli anneler ve yaşlı insanlar, kanunlarda yeri olmayan gerekçelerle tutuklanıyor.

Bugün Türkiye‚de yüz binlerce insan “silahlı terör örgütü üyeliği” suçlamasıyla gözaltına alınıyor. Hiç eline silah almamış insanlar töhmet altında bırakılıyor. İslam öncesi cahiliye döneminin müşrikleri bile kadınlara böyle davranmıyordu; günümüz Türkiye’sinde binlerce kadın bebekleriyle birlikte dört duvar arasında yaşamaya çalışıyor. Ebu Leheb’in, “Muhammed’in evine baskın yapalım!” teklifine Ebu Cehil’in “Ben kadınları korkutan biri olarak anılmak istemem!” diye karşı çıktığı rivayet edilir. Bugünse o dönemin müşriklerinin bile yapmaya cesaret edemediği şeyler, “hukuk” adı altında masum insanlara uygulanıyor.

Bütün bunlar yaşanırken, her gün yüz kızartıcı suçlara bulaşanlar, kadınlara şiddet uygulayanlar, uyuşturucu kaçakçılığı yapanlar, başkasının malına çöküp haksız kazanç sağlayanlar halkın arasında ellerini kollarını sallayarak dolaşabiliyor. Oysa Erasmus’a giden bir öğrenci “ailesiyle görüştüğü” gerekçesiyle tutuklanıyor ve avukatıyla bile görüştürülmüyor.

Türkiye’nin dört bir yanında yapılan operasyonlar, açıkça bir algı yönetimidir. Hukuki bir sürecin parçası değil, siyasi bir mesajın aracı. Amaç; gençleri korkutmak, aileleri sindirmek ve yaklaşan bayram öncesinde Hizmet Hareketi’ne gözdağı vermektir.

Bu noktada başta insan hakları örgütleri olmak üzere, tüm uluslararası kurumları Türkiye’de yaşanan bu sistematik hukuksuzluklara karşı harekete geçmeye çağırıyoruz. Ülkede bir korku imparatorluğu kurulmak isteniyor. Suçsuz insanlar, somut hiçbir delile dayanmayan suçlamalarla tutuklanıyor, yargılanıyor ve cezaevine atılıyor.

Özetle, Türkiye‚de hukuk artık sadece üniversite sıralarında okutulan bir ders adı olmaktan ibaret. Bağımsız yargıdan söz etmek mümkün değil; hâkimler kendi vicdanlarıyla değil, iktidarın talimatlarıyla karar veriyor. Gençlerin umutları, kadınların güvenliği ve ailelerin huzuru, rejimin devamı uğruna hiç tereddüt edilmeden gözden çıkarılıyor.

Sezgin Akçay

 

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert