VİDEO | Cezaevlerindeki hak ihlalleri

VİDEO | Cezaevlerindeki hak ihlalleri

April 7, 2025 Makale 0

Bu sene bayram sabahına çok güzel bir haberle uyandık diye sevindik. Çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan, Anayasa’nın 104. maddesinin 16. fıkrası kapsamında bireysel af yetkisini kullanarak, sürekli hastalık, sakatlık veya kocama hâli bulunan 10 mahkûmun cezasını affetti.

Haberleri incelerken, açaba kimlerin cezası affedildi diye merak edip baktım. Karşıma çıkan isimlerden biri de KHK’lı kadınlardan Gülden Aşık oldu.

Kanser hastası olan Gülden Aşık, sesini duyurmak için çok mücadele etti. O dönemde tahliye edilmedi. Şimdi ise zaten denetimli serbestlikle evinde olan bir kadının cezası affedilmiş oluyor.

Ancak işin ilginç yanı şu: Gülden Aşık zaten 19 Şubat 2025’te tahliye edilmişti. Yani bu haberin üzerinden yaklaşık 45-50 gün geçmiş. Bu kadın 41 ay hapis yattı ve cezaevinde çok ciddi hak ihlallerine maruz kaldı.

Kanser hastası olan Gülden Aşık, sesini duyurmak için çok mücadele etti. O dönemde tahliye edilmedi. Şimdi ise zaten denetimli serbestlikle evinde olan bir kadının cezası affedilmiş oluyor.

İnanılır gibi değil. Bu nasıl bir af? Neyin affı bu?

Resmî Gazete’de yayımlanan kararda, Gülden Aşık’ın tahliye gerekçesi olarak İstanbul Adli Tıp Kurumu’nun 10 Temmuz 2023 tarihli raporu gösterilmiş. Bugün 2025 yılının Mart ayındayız. Yani bu raporun üzerinden 2 yıl geçmiş.

Madem bu rapora göre affedilecekti, neden 2 yıl beklendi? Bu 2 yıl büyük bir haksızlık değil mi?

Gülden Aşık, ev hanımı ve 3 çocuk annesi bir kadın. Olayları kısaca özetlemek gerekirse: 10 Nisan 2019’da Balıkesir’de gözaltına alındı ve tutuklandı. Suçlamaları tahmin edebilirsiniz; bugün birçok KHK’lıya yöneltilen, uluslararası hukukta suç sayılmayan gerekçeler: Bankaya para yatırmak, ByLock kullanmak gibi.

10 Nisan 2019’dan 10 Haziran 2019’a kadar 2 ay cezaevinde kaldı. O sırada hamileydi ve cezaevinde 7 haftalık bebeğini kaybetti.

Tahliye edilmeden kısa süre önce hastaneye götürüldü, biyopsi yapıldı ve ikinci büyük şoku yaşadı: Kanser olduğunu öğrendi.
O dönemde kamuoyunda gündem olduğu için tahliye edildi. Ancak 6 yıl 3 ay hapiş cezaşı verildi. Serbest kaldıktan sonra da hastalıkla mücadelesi devam etti.

Tam bu sırada, 15 Eylül 2021’de cezası onandığı için yeniden tutuklandı. Kanser tedavisi gören bir kadın, yeniden cezaevine gönderildi. 41 ay boyunca Balıkesir Cezaevi’nde kaldı ve birçok hak ihlaline maruz kaldı.

Devlet hastanesi, kadının hayati tehlikesi olduğunu, bir an önce ameliyat edilmesi ve tahliye edilmesi gerektiğini belirtti. Adli Tıp da benzer yönde iki kez rapor verdi. Buna rağmen tahliye edilmedi. Cezaevinde ameliyat oldu ve hemen ardından, o hâliyle tekrar koğuşa gönderildi.

Kansersiniz, ameliyat oluyorsunuz, sonra da «git cezaevinde iyileş» deniliyor. Bu süreçte onlarca başvuru yapıldı ama bir vicdan sahibi çıkıp da kadının sesini duymadı.

Şimdi ise zaten tahliye edilmiş olan bir kadının cezasını affederek ne yapmaya çalışıyorsunuz? Gerçekten ne amaçlanıyor?

Adalet bu mu?

Mersin Tarsus Cezaevi’nde tutuklu KHK’lı zabıt kâtibi Gülten Nene

Daha da önemlisi, şu anda cezaevinde kanser olan birçok insan var. Örneğin, Mersin Tarsus Cezaevi’nde tutuklu KHK’lı zabıt kâtibi Gülten Nene’ye göğüs kanseri teşhisi kondu. Ancak bu teşhisin konulması bile 10 ay sürdü. Neden onu affetmiyorsunuz?

Ya da Menemen Cezaevi’nde bulunan 84 yaşındaki Alzheimer hastası İbrahim Güngör… Kendi kişisel bakımını bile yapamayacak durumda olan emekli imam Halil Karakoç… Sedyeyle cezaevine getirilen Hatice Yıldız…

84 yaşındaki Alzheimer hastası İbrahim Güngör

İstanbul’da, cezaevinde olan Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mahir Polat’ın kalbinde stent var ve yeniden anjiyo olması gerekiyor. Böyle bir insan neden içeride?

Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Mahir Polat

Sincan’da 4. evre kanser hastası olan ve ölümle pençeleşen bir KHK’lı var. Mehmet Parlak isimli zabıt kâtibi ise çok ciddi kilo kaybı yaşamış, 40 kilolara kadar düşmüş durumda.

Mehmet Parlak isimli zabıt kâtibi

Bu durumda olan insanlar varken, zaten tahliye edilmiş bir insanın cezasını affetmenin anlamı ne?

Böyle bir af kararıyla neyi başarmış oluyorsunuz?

Bu mu adalet?

Bu mu vicdan?

Bu mu hukuk?

Sevinç Özarslan

 

Schreibe einen Kommentar

Deine E-Mail-Adresse wird nicht veröffentlicht. Erforderliche Felder sind mit * markiert